21 Temmuz 2013 Pazar

HER ARAPÇA BİLEN KİŞİ, KUR’AN-I KERİM’İ ANLAR MI?




Arapça kursuna yeni başlayan öğrencilerin klasik bir sorusu vardır.

-Hocam, bu (8 aylık) kursu bitirince Kur’an-ı Kerim’i anlayacak mıyız?

Ben de onlara öğrendikleri bazı kelimeleri ve yapıları, karşılarına çıkınca tanıyacaklarını ama tamamını anlayamayacaklarını söylerim.

Onlarda hafif bir hayal kırıklığı olur ve niye anlayamayacaklarını kavrayamazlar.

Ben de onlara şöyle bir örnek veririm.

Diyelim ki “yazmak” fiilini öğrendik. Bu fiilin kişi sayısı ve cinsiyete göre 14 çekimi vardır. Bu 14 çekimden biri, karşımıza: geçmiş zaman, şimdiki zaman, emir, gelecek zaman, cahdı mutlak, olumsuz gelecek, yasaklama gibi türlü zamanlarda olumlu veya olumsuz kipte çıkabilir. Fiili, bu şekillerden birine girdiği zaman tanıyabiliyorsak o cümleyi anlayabiliriz. Ama sadece fiili tanımamız yetmez. Cümlenin diğer kelimelerinin de hepsinin anlamlarını biliyor olmalıyız. 

Sûrenin iniş sebebini, cümlede geçen edebi sanatların anlamını bilmek, mecazi ifadeleri tanımak da gereklidir. Cümlenin öncesi ve sonrası da anlamı belirleyicidir. Dolayısıyla sadece kuru kuruya cümleyi çevirsek bile asıl anlamını kavrayamayabiliriz.

Yaklaşık 93 yıl önce yazılmış İstiklal marşımızdan bir mısrayı sokaktaki vatandaşa sorsak, manasını bilemez.
Peygamberimizin ölümünden bugüne yıllar geçmiş. Tabi ki Kur’anda da anlayamayacağımız ifade tarzları olacaktır.

O yüzden yarım yamalak bilgimizle Kur’an ayetlerine anlam vermeye çalışıp hataya düşmektense, güvenilir bir tefsir kitabı okumalıyız.  (örn: İbni Kesir’in tefsiri gibi) (internetten indirmek mümkün)

Sahurda tv kanallarında sahur programlarını izlerken Cevat Akşit Hoca’ya rast geldim. Tam da bu konudan bahsediyor. Suudi Arabistanlı bir kişiyle arasında geçen diyalogu anlatıyor.


Bakalım bir arap vatandaş, kendi anadili Arapça olmasına rağmen Kur’an’ı Kerim’i okuyunca anlayabiliyor mu?

Videoyu izlemek için lütfen linki tıklayın:







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder