31 Ekim 2012 Çarşamba

Hans Wehr ve arapça sözlük




Hans Wehr’in fotoğrafının bulunduğu kaynak:



Hans Wehr, 1909-1981 yılları arasında yaşamış bir Almandır. Almanya Münster Üniversitesi’nde 1957-1974 yılları arasında profesör olarak çalışmış, 1952 yılında  (Arabisches Wörterbuch für die Schriftsprache der Gegenwart) adlı Arapça bir sözlük yazmıştır. 



Daha sonra bu sözlüğün İngilizce bir baskısı, A Dictionary of Modern Written Arabic adı ile, Wehr’in kendisi ve J Milton Cowan tarafından 1976’da yapılmıştır. 


Yukarıdaki bilgi,
Hans Wehr başlıklı Vikipedi makalelerindendir (Türkçeye kendim çevirdim: Enise), CC-BY-SA altında lisanslıdır, yazarların tam listesi buradadır.


J Milton Cowan’ın sözlüğün önsözünde yaptığı açıklamaya göre, Hans Wehr Almanca - Arapça sözlüğü yazdıktan sonra (American council of  learned society) adlı kurumun dil programları komitesi, sözlüğün mükemmelliğinin farkına varmış ve İngilizce'ye çevrilmesini istemiştir. Hans Wehr ve J Milton Cowan sözlüğün çevrilmesi ve genişletilmesi için birlikte çalışmışlardır. Bu çalışmaya (American council of  learned society) , (The Arabian American Oil Company) ve (Cornell Üniversitesi) mali destek sağlamışlardır. Sözlüğün bu İngilizce versiyonu, savaşın son dönemleri ve savaş sonrası dönemin zorlu koşulları altında hazırlanan orijinal almanca sözlükten daha kapsamlı ve özenli hazırlanmıştır.



Hans Wehr, yazmış olduğu sözlük için, Arapça harfleri, Latince harflerle temsil yöntemini bulmuştur. Bu sisteme transliterasyon (transliteration) denir.


Sözlüğün pdf olarak İngilizce – Arapça versiyonunu internette bulabilirsiniz.


Türkiye’de bu sözlüğün İngilizce versiyonu referans alınarak hazırlanan bir sözlük vardır:

Arapça –Türkçe Sözlük (Serdar Mutçalı , Dağarcık Yayınları)



Şu an hayatta olmayan Hans Wehr adına twitter’da açılmış bir hesap olup, her gün İngilizce sözlükte bulunan Arapça bir kelime ve İngilizce çevirisi, sayfa numarası ile verilmektedir. Linki:




GELMEK - GELDİ جَاءَ (câe) fiilinin gelecek zaman olumsuz çekimi:





هُمْ لَنْ يَجِيئُوا  3
(Hum len yecîû)

Onlar gelmeyecekler 
(erkek)

هُمَا لَنْ يَجِيئا  2
(Humâ len yecîâ)

O ikisi gelmeyecek
(erkek)

هُوَ لَنْ يَجِيءَ  1
(Huve len yecîe)

O gelmeyecek
(erkek)




Gâib
 (erkek)

هُنَّ لَنْ يَجِئْنَ  6
(Hunne len yeci’ne)

Onlar gelmeyecekler (bayan)

هُمَا لَنْ تَجِيئا   5
(Humâ len tecîâ)

O ikisi gelmeyecek
(bayan)

هِيَ لَنْ تَجِيءَ   4
(Hiye len tecîe)

O gelmeyecek
(bayan)




Gâibe
 (bayan)

أَنْتُمْ لَنْ تَجِيئُوا  9
(Entum len tecîû)

Siz gelmeyeceksiniz
(erkek)

أَنْتُمَا لَنْ تَجِيئا   8
(Entumâ len tecîâ)

İkiniz gelmeyeceksiniz (erkek)
أَنْتَ لَنْ تَجِيءَ 7
(Ente len tecîe)

Sen gelmeyeceksin
(erkek)



Muhatab
(erkek)

أَنْتُنَّ لَنْ تَجِئْنَ  12
(Entunne len teci’ne)

Siz gelmeyeceksiniz 
(bayan)

أَنْتُمَا لَنْ تَجِيئا  11
(Entumâ len tecîâ)

İkiniz gelmeyeceksiniz (bayan)

أَنْتِ لَنْ تَجِيئِي  10
(Enti len tecî’î)

Sen gelmeyeceksin
(bayan)



Muhataba (bayan)

نَحْنُ لَنْ نَجِيءَ  15
(Nahnu len necîe)

Biz gelmeyeceğiz

نَحْنُ لَنْ نَجِيءَ  14
(Nahnu len necîe)

Biz ikimiz gelmeyeceğiz

أَنَا لَنْ أَجِيءَ  13
(Ene len ecîe)

Ben gelmeyeceğim

  
Nefsi mütekellim
(cinsiyet farkı yok)

GELMEK - GELDİ جَاءَ (câe) fiilinin gelecek zaman olumlu çekimi:




هُمْ سَيَجِيئُونَ  3
(Hum seyecîûne)

Onlar gelecekler (erkek)

هُمَا سَيَجِيئانِ  2
(Humâ seyecîâni)

O ikisi gelecek (erkek)

هُوَ سَيَجِيءُ  1
(Huve seyecîu)

O gelecek (erkek)



Gâib
 (erkek)

هُنَّ سَيَجِئْنَ  6
(Hunne seyeci’ne)

Onlar gelecekler (bayan)

هُمَا سَتَجِيئانِ   5
(Humâ setecîâni)

O ikisi gelecek (bayan)

هِيَ سَتَجِيءُ   4
(Hiye setecîu)

O gelecek (bayan)



Gâibe
 (bayan)

أَنْتُمْ سَتَجِيئُونَ  9
(Entum setecîûne)

Siz geleceksiniz (erkek)

أَنْتُمَا سَتَجِيئانِ   8
(Entumâ setecîâni)

İkiniz geleceksiniz (erkek)

أَنْتَ سَتَجِيءُ  7
(Ente setecîu)

Sen geleceksin (erkek)



Muhatab
(erkek)

أَنْتُنَّ سَتَجِئْنَ  12
(Entunne seteci’ne)

Siz geleceksiniz (bayan)

أَنْتُمَا سَتَجِيئانِ  11
(Entumâ setecîâni)

İkiniz geleceksiniz (bayan)

أَنْتِ سَتَجِيئِينَ  10
(Enti setecî’îne)

Sen geleceksin (bayan)



Muhataba (bayan)

نَحْنُ سَنَجِيءُ  15
(Nahnu senecîu)

Biz geleceğiz

نَحْنُ سَنَجِيءُ  14
(Nahnu senecîu)

Biz ikimiz geleceğiz

أَنَا سَأَجِيءُ  13
(Ene se’ecîu)

Ben geleceğim


Nefsi mütekellim
(cinsiyet farkı yok)

30 Ekim 2012 Salı

SAPANCA İSTANBULDERE KÖYÜ - 1



Kurban Bayramının üçüncü günü (28 Ekim 2012) arkadaşlarla beraber, Adapazarı’na bağlı Sapanca’nın bir köyü olan İstanbuldere köyüne sabah kahvaltısına gittik. Yeşil dağların eteğinde, nehir kenarına kurulmuş güzel bir tesiste kahvaltımızı yaptık. Sabah hava biraz serindi, öğlene doğru ısındı. Kahvaltımızı yaptık, sonra kahvelerimizi içtik. Masaların geniş bir alana yayılı olmasından dolayı servis yavaştı. İstediğimizi üç ayrı garsona söyledikten sonra ancak getiriyorlardı. Ama kahvaltı, özellikle de zeytini güzeldi. 













Alabalıklar devasa boyuttaydı.








Kahvaltı yaptık.

Tenâvelna’l-fatûr

تَـنَاوَلْنَا الْفَطُورَ





Öğle ezanı vakti gelince namaz kılacak yer aradık. Üst katta kılabileceğimizi söylediler. Üst katta sadece masalar ve sandalyeler vardı.  Şark köşesi gibi, ortasında tahta yer sofrası bulunan bir köşeye gittik. Sofrayı kenara çektik. Allah’tan akıllı telefonlar var ki kıbleyi bulabildik. Binanın içindeki müzik yayını eşliğinde, namazımızı kıldık. Keşke tesisin abdest almak için ayrı bir lavabosu ve mescidi olsaydı.




Binanın içinde alt katta şömine bulunuyordu. Cuma ve Cumartesi geceleri canlı müzik programı varmış. 




Binanın giriş kapısının hemen sağında ve karşısında bulunan şarap rafları göze çarpıyordu. İçkili bir tesis olması, dindar ailelerin gelmesini engelleyen bir unsur olabilir. 






Not: Fotoğraflar kendi çekimimdir.



SAPANCA İSTANBULDERE KÖYÜ - 2

























Not: Fotoğraflar kendi çekimimdir.