ARAPÇA NİYE ZOR?
Bugünkü makalemde size Arapça öğretiminde ve
öğreniminde kullanılabilecek bir yöntemden ve bunun psikolojik temelinden
bahsedeceğim.
Çocukluğumdan beri psikolojiye merak duyarım. Babamın, salonumuzun yarısını kaplayan bir
kütüphanesi vardı. Büyük çoğunluğu fıkıh, tefsir, meal vs olmak üzere dini
ağırlıklıydı. Bunun yanı sıra psikiyatri ve psikolojiyle alakalı eserler de
vardı. Ayhan Songar, Özcan Köknel gibi kıymetli hocaların eserlerini ufak yaşta
okudum. Bugün de psikolojiye dair yeni çıkan kitapları takip ediyorum. Geçen
hafta aldığım bir kitap da:
“Leonard
Mlodinow’un – Subliminal, bilinçdışınız davranışlarınızı nasıl yönetir?” adlı kitabı. (Okuyan Us yayınevi)
Bilinçaltımızda kayıtlı bilgiler, davranışlarımızın
ve düşüncelerimizin çoğunu etkiliyor.
Kitapta ilginç bir deneyden bahsediliyor. (Sayfa: 34'de)
Psikologların “anlaşılırlık etkisi” adını
verdikleri bir durum var.
Bir grup insana, zor okunan yazı karakterleriyle
yazılmış yemek tarifi vermişler.Ve bu tarifi değerlendirmelerini istemişler. İnsanlar
yemeğin, yapmayı denemeyecekleri kadar zor olduğunu düşünmüş.
Daha sonra aynı deney, zor okunan yazı
karakterleriyle yazılmış egzersiz tarifi ile tekrarlanmış. İnsanlar bu sefer de
egzersizin çok zor olduğunu ve yapamayacaklarını düşünmüşler.
Aşağıdaki örneklere bakın:
Soğanları yemeklik doğradıktan sonra hafif pembeleşinceye kadar kavurun.
Soğanları yemeklik doğradıktan sonra hafif pembeleşinceye kadar kavurun.
Soğanları
yemeklik doğradıktan sonra hafif pembeleşinceye kadar kavurun.
Soğanları yemeklik doğradıktan sonra hafif pembeleşinceye kadar kavurun.
Soğanları
yemeklik doğradıktan
sonra hafif pembeleşinceye
kadar kavurun.
Soğanları yemeklik doğradıktan sonra hafif pembeleşinceye kadar kavurun.
Hangi cümleyi okurken zorlandınız? Hangisi gözünüze
çok basit geldi?
Her cümle birbirinin aynısı olmasına rağmen 3. cümleyi kolayca
okuduk, ama diğerlerinde zorlandık. Tarifin tamamı, okunaksız karakterlerle yazılmış
olsaydı, “bu yemek yapılamaz” derdik. Yazı karakteri, bizim tarif hakkındaki algımızı
değiştirirdi.
İşte, “Arapça çok zor” diye düşünenlerin içine
düştüğü durum tam da bu.
Ben (ذهبوا) diye bir kelime yazsam ve siz sadece
harfleri tanıyorsanız, hangi harfi,
hangi hareke ile okumanız gerekeceğini bilemezsiniz.
Elinize 5 adet de hareke versem: (üstün, esre,
sükun, ötre, şedde)
Yazdığım beş harfle, bu beş harekenin tam 3125
farklı şekilde okunabilecek kombinasyonu olur. Hangisini nereye koyacağınızı nereden bileceksiniz?
Arapçayı zor hale getiren budur. Yani eğer Arapça öğrenmeye
sıfırdan başlamışsak, ilk aşamada harflerin hangi sese karşılık geldiğini zaten
zar zor anlamışızdır. Ama üzerinde hareke de yoksa bize o kelimeyi okumak aşırı
zor gelecektir. Bu durumda da “Arapça zor dil” diye düşüneceğiz.
Yani asıl mesele şu: harekesiz kelimeleri
okuyamadığımız için, Türkçe’den farklı bir alfabeyle yazıldığı için Arapça’nın zor olduğunu sanıyoruz !
Oysa aynı Arapça kelimeyi, alışık olduğumuz Latince harflerle
yazsam (zehebû) ve anlamının [(o
erkekler) gittiler] demek olduğunu söylesem hemen anlayacaksınız.
İngilizcenin Arapçadan daha kolay gelmesinin sebebi:
İngilizlerin de bizim gibi Latin alfabesini kullanıyor oluşları. Harflerini
tanıyoruz. Okurken, “bu hangi harfti ?” diye düşünmüyoruz.
Konuyla alakalı örnekler:
1. Şubat ayının ortasında birinci kur (başlangıç)
seviyesindeki öğrencilere ders vermeye başladım. Sınıfta Arapça harfleri
tanımayanlar olduğu için, kelimelerin okunuşlarını da tahtaya yazıyorum.
Bu şekilde öğrenciler daha 6. derste (Dün Ali, Mehmet’le
beraber okula gitti) gibi uzun bir cümleyi kendi başlarına kurar hale geldiler.
2. Geçen sene, 50 yaşlarında olan bir erkek öğrencim
de arap harfleriyle hızlı yazı yazamıyordu. Derste kurduğum Arapça cümleleri
defterine okunuşlarıyla yazıyordu: (Zehebe Ali ile’l-medraseti) gibi. Bütün
defterini baştan sona bu şekilde tutmuştu. Buna rağmen derste sorulan her şeyi anlayıp
cevap verebilecek düzeyde Arapça öğrendi. Yani arap harflerini kullanmaması, bu
dili öğrenmesine engel olmadı.
3. Suudi Arabistanlı bir adamla evlenen arkadaşım doğru
dürüst Kuran okumayı bile bilmiyordu. Harfleri tanıyamıyor, Arapça tabelaları asla
okuyamıyordu. Ama etrafında bulunan ve Arapça bilen Türklere sorduğu her şeyi
defterine okunuşuyla not edip, öğreniyordu. O, altı yıllık evli iken onunla Arabistan’da
bir dükkana girdik. Mağazadaki Araplarla Arapça konuştu. Sonra bana dönüp Türkçe
konuşunca adamlar hayret ettiler. Onu arap sanmışlardı. Yani hâlâ Arapça okuma
yazması olmayan, ama altı senede anadil
seviyesinde konuşacak hale gelmiş birisi…
4. Youtube’da bir video seyrettim. Bir genç tam 11
adet dil öğrenmişti ve onları konuşabiliyordu. Bence konuşmasında en can alıcı
nokta şu idi: [Ben anladım ki okuduklarımdan ziyade seyredip duyduklarımı
daha kolay öğreniyorum]
Yani elinize bir gramer kitabı alıp onu çalışmaktansa,
internetten basit bir arapça çizgi film seyretmek çok daha etkili.
5. Arap ülkelerine gönderilecek Amerikan askerlerinin,
günlük hayatta kendilerine yetecek kadar Arapçayı kısa zamanda öğrenmeleri gerekiyor.
İnternette buna benzer amaçlar için hazırlanmış bir kitaba rastladım, kitapta
bir tane bile arap harfiyle kurulmuş cümle yoktu. Kitabın tamamı, arap harflerinin
Latince karşılığını gösteren transkripsiyon alfabesiyle yazılmıştı. Düşünsenize, adamın acilen konuşmayı öğrenmesi
gerekiyorsa niye alfabe ile uğraşsın? Arap harflerinin yazılışını öğrenmesi
belki bir ayını alacak. O yüzden kitaptaki ifadeler şu şekilde idi:
(Al-bab: the door)
SONUÇ: Eğer Arapça harfleri
tanımıyor, okuyamıyor, çok zorlanıyor ama gene de Arapça öğrenmek istiyorsanız,
harflere harekelere takılmayın. Blogta yayınladığım derslerdeki kelimelerin okunuşlarını
ezberleyin. Nasıl olsa zamanla gözünüz
harflere de alışacak. Kimse sizden hattat gibi güzel Arapça yazıp, bir Arap
kadar güzel telaffuza sahip olmanızı beklemiyor. Bunun için kendinize zaman tanıyın.
Usanmayın.
Not: Blogtan yaptığınız
alıntılarda lütfen aşağıdaki linki kaynak olarak verin.
Please mention this link http://enisesemagonca.blogspot.com/
as resource, in case of quotation from the blog.
Konu ile alakalı yazılarım:
Arapçayı çalışma yöntemleri : 1
Arapçayı çalışma yöntemleri : 2
Arapçayı çalışma yöntemleri : 3
Arapçayı çalışma yöntemleri : 4
Sayın Hocam ben sizin derste kurulan cümlelerin arap harfleriyle değilde okunuşlarını yazalım fikrinize katılmıyorum,ben İstanbul Üniversitesi Arap Dili ve Edebiyatı öğrencisiyim ve hazırlık okumuştum bir sene ve hazırlığa başladığımda inanın alfabeyi bile bilmiyordum ama öğrendim ve kendimi okunuşlarını yazmadan öğrenmeye alıştırdım,çünkü başta nasıl alışırsam öyle devam edeceğine inanıyordum ben,ama internetten çizgi film seyretme konusuna sonuna kadar katılıyorum,sevgi ve saygılarımla...
YanıtlaSilMerhaba
SilBen 6 yıldan beri yetişkinlere arapça eğitimi veriyorum. Eğitim seviyesi (okuryazarlıkla - üniversite yüksek lisans) arasında değişen, yaşları ise 16 dan başlayıp 60 yaş civarına kadar olabilen ve homojen olmayan bir sınıf düşünün. Kimi öğrenci hafız, kimisi harfleri tanıyamıyor. Böylesi bir sınıfla, hepsi lise mezunu olan, belli bir anlama kapasitesine sahip, üniversite giriş sınavıyla seçilerek gelmiş, üniversite hazırlık sınıfını tabi ki bir tutamayız. Dolayısıyla yaklaşım farklı olmalıdır diye düşünüyorum. Zaten bu yöntemi yıl boyunca değil, sadece başlangıç derslerinde uyguluyorum.
Sevgiler
Teşekkürler Enise Hanım. İmkan olsa yaptığınız bütün yayınları sitemizde yayınlayacağız. Ellerinize Sağlık.
YanıtlaSilBazen gözden kaçabilir. Sizden alıntı yaptığımızı yazmamış olabiliriz. Özellikle fiil çekimleri kısmındaki bütün makalelerin altında sizin blogunuza yönlendiriyoruz.
http://fasiharabic.com/arapca-fiil-cekimleri
Hocam,
YanıtlaSilbende blogunuzu geç keşfedenlerdenim.bütün yayınlarınızı takip etmeye çalışıyorum.emeğinize ve gönlünüze sağlık.
Çok teşekkürler
SilKelime hazinesi zengin oldukça hareketsiz arapça okumakta o kadar kolay olur bencede Latin harfleri kullanmakta da fayda var
YanıtlaSilHocam ben konusabiliyor her türli derdimi anlatabiliyorum.aksanım süper ama malesef yazamıyorum.ve zor geliyor
YanıtlaSil