جَاءَ اللَّيْلُ حَلَّ الظَّلَامُ
حَاوَلْتُ وَ لَمْ أَسْتَطِعْ أَنْ
أَنَامَ
مَا هَذَا ؟ إِنَّهُ عِوَاء
مَا هَذَا الَّذِي يُحَلِّقُ فِي
الْفَضَاءِ ؟
فَنَظَرْتُ فَوْرًا إِلَى النُّجُومِ
فِي السَّمَاءِ
رَأَيْتُهَا تشع بِالضِّيَاءِ
وَ عُدْتُ إِلَى النَّوْمِ بِعُمْقٍ
وَ هَنَاء
وَ فِي اللَّيْلِ مَا مِنْ ضَوْءٍ
سِوَى النُّجُومِ وَ الْقَمَرِ فِي الْجَوِّ
مَا مِنْ صَوْتٍ أَوْحَرَكَةٍ
اَلْكُلُّ يَنَامُ لَا كَلِمَة لَا
ضِحْكَة
فَنَظَرْتُ فَوْرًا إِلَى النُّجُومِ
فِي السَّمَاءِ
رَأَيْتُهَا تشع بِالضِّيَاءِ
وَ عُدْتُ إِلَى النَّوْمِ بِعُمْقٍ
وَ هَنَاء
جَاءَ اللَّيْلُ حَلَّ الظَّلَامُ
حَاوَلْتُ وَ لَمْ أَسْتَطِعْ أَنْ أَنَامَ
مَا هَذَا ؟ إِنَّهُ عِوَاء
مَا هَذَا الَّذِي يُحَلِّقُ فِي
الْفَضَاءِ ؟
فَنَظَرْتُ فَوْرًا إِلَى النُّجُومِ
فِي السَّمَاءِ
رَأَيْتُهَا تشع بِالضِّيَاءِ
وَ عُدْتُ إِلَى النَّوْمِ بِعُمْقٍ
وَ هَنَاء
فَنَظَرْتُ فَوْرًا إِلَى النُّجُومِ
فِي السَّمَاءِ
رَأَيْتُهَا تشع بِالضِّيَاءِ
وَ عُدْتُ إِلَى النَّوْمِ بِعُمْقٍ
وَ هَنَاء
Gece oldu (geldi), karanlık çöktü.
Uğraştım ama uyuyamadım.
Bu ne? Gerçekten o, bir uluma.
Gökyüzünde bu uçan ne?
Derhal gökyüzündeki yıldızlara baktım.
Işık yaydıklarını gördüm.
Rahat ve derin uykuya geri döndüm.
Geceleyin hiç ışık yok
Havadaki ay ve yıldızlardan başka.
Hiç ses veya hareket yok
Herkes uyuyor, ne bir konuşma, ne de bir gülme
Derhal gökyüzündeki yıldızlara baktım
Işık yaydıklarını gördüm.
Rahat ve derin uykuya geri döndüm.
Gece oldu (geldi), karanlık çöktü.
Uğraştım ama uyuyamadım.
Bu ne? Gerçekten o, bir uluma.
Gökyüzünde bu uçan ne?
Derhal gökyüzündeki yıldızlara baktım.
Işık yaydıklarını gördüm.
Rahat ve derin uykuya geri döndüm.
Derhal gökyüzündeki yıldızlara baktım.
Işık yaydıklarını gördüm.
Rahat ve derin uykuya geri döndüm.
1.
جَاءَ
اللَّيْل حَلَّ الظَّلَام
|
Câe’l-leyl,
halle’z-zalâm
|
Gece
oldu (geldi), karanlık çöktü.
|
2.
حَاوَلْتُ
وَ لَمْ أَسْتَطِعْ أَنْ أَنَامَ
|
Hâveltu
ve lem estatiğ en enâm
|
Uğraştım
ama uyuyamadım.
|
3.
مَا
هَذَا ؟ إِنَّهُ عِوَاء
|
Mâ
hâza? İnnehû ivâ’
|
Bu
ne? Gerçekten o, bir uluma.
|
4.
مَا
هَذَا الَّذِي يُحَلِّقُ فِي الْفَضَاءِ ؟
|
Mâ
hâza’llezî yuhalliku fi’l-fadâ?
|
Gökyüzünde
bu uçan ne?
|
5.
فَنَظَرْتُ
فَوْرًا إِلَى النُّجُومِ فِي السَّمَاءِ
|
Fenazartu
fevran ile’n-nucûmi fi’s-semâi
|
Derhal
gökyüzündeki yıldızlara baktım.
|
6.
رَأَيْتُهَا
تشع بِالضِّيَاءِ
|
Raeytuhâ
tuşau bi’d-diyâ’
|
Işık
yaydıklarını gördüm.
|
7.
وَ
عُدْتُ إِلَى النَّوْمِ بِعُمْقٍ وَ هَنَاء
|
Ve
udtu ile’n-nevmi bi umkin ve henâ’
|
Rahat
ve derin uykuya geri döndüm.
|
8.
وَ
فِي اللَّيْلِ مَا مِنْ ضَوْءٍ
|
Ve
fi’l-leyl mâ min dav’
|
Geceleyin
hiç ışık yok
|
9.
سِوَى النُّجُومِ وَ الْقَمَرِ فِي الْجَوِّ
|
Siva’n-nucûmi
ve’l-kameri fi’l-cevv
|
Havadaki
ay ve yıldızlardan başka.
|
10.
مَا
مِنْ صَوْتٍ أَوْ حَرَكَةٍ
|
Mâ
min savt ev harake
|
Hiç
ses veya hareket yok
|
11.
اَلْكُلُّ
يَنَامُ لَا كَلِمَة لَا ضِحْكَة
|
El-kullu
yenâmu, lâ kelime lâ dihke
|
Herkes
uyuyor, ne bir konuşma, ne de bir gülme
|
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder