Bu terim, “çok dil bilen” anlamına geliyor. Ama öyle
bir iki dil değil, en az 6-7, hatta 50 dili konuşabilen insanlar bunlar.
Peki bu bir yetenek mi, doğuştan gelen bir özellik
mi, yoksa çalışmayla elde edilen bir başarı mı?
Yapılan araştırmalar, daha çok erkeklerin polyglot
olduklarını göstermiş.
Bu konuda bir kitap yazmak için çalışma yapan
dilbilimci Michael Erard, yabancı dil öğrenme yeteneğinin limitlerini
araştırmak istemiş.
Dilbilimci Michael Erard'ın fotoğrafı:
Ve bir polyglot olan Alexander Arguelles’in dil öğrenmek
için yaptığı çalışmayı bir gün boyunca videoya almış. (2009 yılı)
Bu video, bir polyglot olmak için gereken disiplin
ve sistematik çabanın miktarı hakkında bilgi verecektir.
Videoyu kelimesi kelimesine çevirmedim. Bunu yerine
size bir fikir vermesi açısından kabaca çeviriyorum.
Alexander videoda anlatıyor:
Her sabah kalkıp 2 sayfa Arapça yazı yazıyorum.
Sonra 1 saat veya 1 saat 15 dakika kaseti olan bir hikaye kitabını okuyup
dinliyorum. Sonra çift dilli (mesela İngilizce - Arapça dilinde yazılmış) bir
kitap okuyorum. Bunu okumamı hızlandırmak için yapıyorum. Seçtiğim kitap ise
klasik bir kitap (İbn Haldun’un bir eseri).
Bu çalışmamı bitirdikten sonra gene yazı
alıştırmasına geçiyorum. Çalıştığım diğer diller olan Rusça ve Çince’den 2
sayfa yazı yazıyorum. İdeal olanı, her birinden günde 6 sayfa yazmak.
2 sayfa Çince
yazı yazıyorum sonra okumaya başlıyorum. Farsça 2 sayfa kitap okuyorum.
15 dakika bu hikayeyi okuyorum. Sonra 2 sayfa Rusça gramer kitabı okuyorum.
Sonra tekrar 15 dakika Farsça hikaye okuyorum. Sonra bir şeyleri çevirmeye ya
da (kompozisyon) yazmaya çalışıyorum.
Bitirdikten sonra, devam etmektense, bu noktada 15
dakika Türkçe gramer alıştırması (gözden geçirme veya çeviri) yapıyorum. Sonra
gene tekrar 2 sayfa Arapça çalışıyorum. Tekrar 15 dakika Türkçe veya Swahili
(Afrika dili) cümle alıştırması çalışıyorum. Sonra 2 sayfa Rusça yazı
yazıyorum. Bunu bitirdikten sonra 15 -
20 dakika İrlanda dili (Galce) diyalog çalışıyorum. Sonra gene 2 sayfa yazı
yazıyorum.
Okuma ve gramer yapısını dengede tutmaya çalıştım. 2
sayfa daha Arapça çalışmadan önce belki, Yunanca okumaya başlarım. Odyssee adlı
hikayenin Yunanca versiyonunu sözlük yardımıyla okurum. Bilinmeyen kelimelerin
anlamlarını altlarına yazarım. Böylece aynı hikayeyi başka zamanlarda da
okurum. Sırada Farsça var. Bugünkü hedefim: yarım veya bir saat çalışmak. O yüzden bunu (Yunancayı) belki 2 kere daha
veya 2 parça daha okurum. 1 sayfa Arapça, 15 dakika yunanca, 1 sayfa Çince, 15
dakika Yunanca çalışırım. Bunu yaptıktan sonra, Ernest Bender isimli yazarın Hintçe
gramer ve okuma kitabı ile Urduca (Pakistan dili) gramer ve okuma kitaplarını
çalışırım. Cümle yapısı ve alıştırmaları mükemmel. Bazı gramer alıştırmalarını
yaparım. İki kitabı yan yana tutarak çalışıyorum. Böylece Hintçe ve Urduca
arasındaki farkları görüyorum. Bu çok ilginç ve detaylı. Buna yarım saat
harcıyorum.
Sonra bunları bırakıp, 2 sayfa daha yazı yazıyorum.
İdeal durumda bu çalışma tarzını bütün gün devam ettiririm. Evlenmeden önce, günde 12-16 saat kadar çalışırdım.
Eğer sabah 3'te kalktıysam, bu saydığım çalışmaları
yapıp, 7 de koşuya çıktığımda audio-book dinlerim.(dillerle ilgili kitapların
ses mp3 lerini). Döndükten sonra bilgisayarda öğrencilerle interaktif çalışma
yaparım. Aralarda gene 2 sayfa yazı çalışırım. Yapmam gerekenleri bitirip,
çocuklarımla vakit geçirir akşam yemeği pişiririm. Evden dışarı çıkarsak, bu
Hollandaca (Felemenkçe) romanı yanıma alırım. Karım araba kullanırken okurum.
Yaptığım çalışmaların kayıtlarını tutuyorum
günlükler halinde. (Kasım 1999 tarihinde … gününde 2 sayfa Korece okumuşum, ..
saat … dilini çalışmışım…) gibi.
*********************************************
Videonun sonunda Dr. Erard’ın kitabı hakkında daha
fazla şey öğrenmek isterseniz deyip bir link veriliyor. Linki tıkladığımızda
aşağıdaki siteye ulaşıyoruz.
Dr. Erard projesini tamamlamış ve araştırmalarını
“Babel No More” adlı bir kitap haline getirmiş. Türkçeye çevrilmediğini
zannediyorum. Keşke çevrilse.
Kitabın içinden birkaç sayfayı görmek için linki
tıklayın. Açılan sayfadaki kitap resmini tıklayın
Konu ile alakalı İngilizce makale:
Dr. Erard’ın sayfası:
Kitabın yazarı ile yapılan röportajın linki:
Alexander’in kendi hayatını anlattığı röportaj:
(Röportajın başlığı: 50 dil konuşabilirim)
Alexander’ın çalışma tarzının analizini yaparsam:
1. Öğrendiklerini unutmamak için düzenli olarak her
gün çalışıyor.
2. Bu şekilde, öğrendikleri pekişmiş oluyor,
unutulan kelime ve gramer yapısı minimumda kalıyor.
3. Sadece gramer çalışmakla kalmıyor, hem dinleme
hem yazma alıştırması yapıyor.
4. Bir dilde çalıştıktan sonra başka bir dile geçmek,
beynin dinlenmesini sağlıyor.
5. Beynin dil öğrenme ile ilgili bölgesi sürekli
aktif olduğu için, yeni kelimelerin vs. öğrenilmesi ve hatırlanması daha kolay
oluyor.
6. Birbirine benzer dilleri, karşılaştırma yaparak
aynı anda çalışması (Hintçe ve Urduca) o dillerin daha çabuk öğrenilmesini
sağlıyor.
7. Sadece yarım sayfa ödev yapınca bile oflayıp
puflayan öğrencilerin, Alexander’in her gün kaç sayfa yazı yazdığına dikkat
etmelerini isterim:) Yazı yazmak, bu işin olmazsa olmazı arasında.
8. Öğrendiği dillerle ilgili ses kayıtlarını
dinlerken onları mutlaka yüksek sesle tekrar ediyor (Bu yönteme shadowing:
gölgeleme deniyor)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder