ZAMANIMIZI AYIPLIYORUZ AYIP BİZDE
قال
الشافعي
İmam-ı
Şafiî’den (radiyallahu anhu) :
نَعِيبُ
زَمَانَنَـا وَالعَيْـبُ فِينَـا
وَمَـا
لِزَمَانِنَـا عَيْـبٌ سِـوَانَا
وَنَهْجُـوا
ذا الزَّمَان بِغَيرِ ذَنْـبٍ
وَلَوْ
نَطَـقَ الزَّمَـانُ لَنَا هَجَـانَا
وَلَيْسَ
الذِّئْبُ يَأْكُلُ لَحْمَ ذِئْبٍ
وَ
يَأكُلُ بَعْضُنَا بَعْضًا عِيَانَا
Zamanımızı
ayıplıyoruz, ayıp bizde
Zamanımızın
bizden başka ayıbı ne !
Eleştiriyoruz
bu zamanı günahsız yere
Eleştirirdi
bizi, eğer zaman konuşabilseydi
Hiçbir
kurt, diğer kurdun yemez etini
Biz
yiyoruz açıkça birbirimizi !
1.
نَعِيبُ
زَمَانَنَا وَالْعَيْبُ فِينَا
|
Neîbu
zamânenâ ve’l-aybu fînâ.
|
Zamanımızı
ayıplıyoruz, ayıp bizde
|
O
(erkek) ayıpladı (mazi)
|
Âbe
|
عَابَ
|
O
(erkek) ayıplıyor (muzari)
|
Yeîbu
|
يَعِيبُ
|
Biz
ayıplıyoruz
|
Neîbu
|
نَعِيبُ
|
Zaman,
vakit
|
Zamân
|
زَمَان
|
Bizim
|
Nâ
|
نَا
|
Ayıp
|
El-ayb
|
اَلْعَيْبُ
|
İçinde,
-de,-da
|
Fî
|
فِي
|
Bizim
içimizde
|
Fînâ
|
فِينَا
|
2.
وَ
مَا لِزَمَانِنَا عَيْبٌ سِوَانَا
|
Ve
mâ li zamâninâ aybun sivânâ
|
(Zamanımızın
bizden başka ayıbı yok)
|
Değildir,
yok
|
Mâ
|
مَا
|
…-nın
|
Li
|
لِ
|
Zamanımız
|
Zamânunâ
|
زَمَانُنَا
|
Ayıp
|
Ayb
|
عَيْبٌ
|
-den
başka
|
Sivâ
|
سِوَى
|
Bizden
başka
|
Sivânâ
|
سِوَانَا
|
3.
وَ
نَهْجُو ذَا الزَّمَان بِغَيْرِ ذَنْبٍ
|
Ve
nehcû za’z-zamân bi gayri zenbin
|
Eleştiriyoruz
bu zamanı günahsız yere
|
Hicvetti,
yerdi, eleştirdi
|
Hecâ
|
هَجَا
|
Hicvediyor,
yeriyor
|
Yehcû
|
يَهْجُو
|
Hicvediyoruz
|
Nehcû
|
نَهْجُو
|
Bu
|
Zâ
|
ذَا
|
Zaman
|
Ez-zamân
|
اَلزَّمَان
|
…-sız
olarak
|
Bi
gayri
|
بِغَيْرِ
|
Günah
|
Zenb
|
ذَنْبٌ
|
4.
وَلَوْ
نَطَقَ الزَّمَانُ لَنَا هَجَانَا
|
Velev
nataka’z-zamânu lenâ hecânâ
|
Bizi
eleştirirdi, eğer zaman konuşabilseydi
|
Eğer…-sa,
...olsa bile, …hatta
|
Velev
|
وَلَوْ
|
Konuştu,
söyledi, dedi
|
Nataka
|
نَطَقَ
|
Zaman
|
Ez-zamân
|
اَلزَّمَانُ
|
Bize
|
Lenâ
|
لَنَا
|
Bizi
eleştirdi
|
Hecânâ
|
هَجَانَا
|
5.
وَ
لَيْسَ الذِئْبُ يَأكُلُ لَحْمَ
ذِئْبٍ
|
Ve
leyse’z-zi’bu ye’kulu lahme zi’bin.
|
Hiçbir
kurt (diğer) kurdun yemez etini
|
Değildir
|
Leyse
|
لَيْسَ
|
Kurt
|
Ez-zi’bu
|
اَلذِّئْبُ
|
Yiyor,
yer
|
Ye’kulu
|
يَأْكُلُ
|
Et
|
Lahm
|
لَحْمٌ
|
6.
وَ يَأكُلُ بَعْضُنَا بَعْضًا عِيَانَا
|
Ve
ye’kulu bağdunâ bağdan ıyânâ
|
Biz
yiyoruz açıkça birbirimizi !
|
Yiyor
|
Ye’kulu
|
يَأكُلُ
|
Bazı,
birkaç, kısım,
|
Bağdu
|
بَعْضُ
|
Birbirimizi
|
Bağdunâ
bağdan
|
بَعْضُنَا بَعْضًا
|
Açıkça, göz göre göre
|
Iyân
|
عِيَان
|
ÇEVİRİ: Enise
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder