Mazi çekimi :
هُمْ أَضَافُـوا 3
(Hum edâfû)
Onlar kattılar
Onlar eklediler
(erkek)
|
هُمَا أَضَافَـا 2
(Humâ edâfâ)
İkisi kattı
İkisi ekledi
(erkek)
|
هُوَ أَضَافَ 1
(Huve edâfe)
O kattı
O ekledi
(erkek)
|
هُنَّ أَضَفْـنَ 6
(Hunne edafne)
Onlar kattılar
Onlar eklediler
(bayan)
|
هُمَا أَضَافَـتَا 5
(Humâ edâfetâ)
İkisi kattı
İkisi ekledi
(bayan)
|
هِيَ أَضَافَـتْ 4
(Hiye edâfet)
O kattı
O ekledi
(bayan)
|
أَنْتُمْ أَضَفْـتُمْ
9
(Entum edaftum)
Siz eklediniz
(erkek)
|
أَنْتُمَا أَضَفْـتُمَا 8
(Entumâ edaftumâ)
İkiniz kattınız
İkiniz eklediniz
(erkek)
|
أَنْتَ أَضَفْـتَ 7
(Ente edafte)
Sen kattın
Sen ekledin
(erkek)
|
أَنْتُنَّ أَضَفْـتُنَّ 12
(Entunne edaftunne)
Siz kattınız
Siz eklediniz
(bayan)
|
أَنْتُمَا أَضَفْـتُمَا 11
(Entumâ edaftumâ)
İkiniz kattınız
İkiniz eklediniz
(bayan)
|
أَنْتِ أَضَفْـتِ 10
(Enti edafti)
Sen kattın
Sen ekledin
(bayan)
|
نَحْنُ أَضَفْـنَا 15
(Nahnu edafnâ)
Biz kattık
Biz ekledik
|
نَحْنُ أَضَفْـنَا 14
(Nahnu edafnâ)
İkimiz kattık
İkimiz ekledik
|
أَنَا أَضَفْـتُ 13
(Ene edaftu)
Ben kattım
Ben ekledim
|
Muzari çekimi:
هُمْ يُضِيفُونَ 3
(Hum yudîfûne)
Onlar katıyorlar (erkek)
|
هُمَا يُضِيفَانِ 2
(Humâ yudîfâni)
İkisi katıyor (erkek)
|
هُوَ يُضِيفُ 1
(Huve yudîfu)
O katıyor (erkek)
|
Gâib
(erkek)
|
هُنَّ يُضِفْنَ 6
(Hunne yudifne)
Onlar katıyorlar (bayan)
|
هُمَا تُضِيفَانِ 5
(Humâ tudîfâni)
İkisi katıyor (bayan)
|
هِيَ تُضِيفُ 4
(Hiye tudîfu)
O katıyor (bayan)
|
Gâibe
(bayan)
|
أَنْتُمْ تُضِيفُونَ
9
(Entum tudîfûne)
Siz katıyorsunuz (erkek)
|
أَنْتُمَا تُضِيفَانِ 8
(Entumâ tudîfâni)
İkiniz katıyorsunuz (erkek)
|
أَنْتَ تُضِيفُ 7
(Ente
tudîfu)
Sen katıyorsun (erkek)
|
Muhatab (erkek)
|
أَنْتُنَّ تُضِفْنَ 12
(Entunne tudifne)
Siz katıyorsunuz (bayan)
|
أَنْتُمَا تُضِيفَانِ 11
(Entumâ tudîfâni)
İkiniz katıyorsunuz (bayan)
|
أَنْتِ تُضِيفِينَ 10
(Enti tudîfîne)
Sen katıyorsun (bayan)
|
Muhataba (bayan)
|
نَحْنُ نُضِيفُ 15
(Nahnu nudîfu)
Biz katıyoruz
|
نَحْنُ نُضِيفُ 14
(Nahnu nudîfu)
İkimiz katıyoruz
|
أَنَا أُضِيفُ 13
(Ene udîfu)
Ben katıyorum
|
Nefsi mütekellim
|
KATTI - EKLEDİ اَضَافَ
fiilinin emir çekimi :
أَنْتُمْ أَضِيفُوا
9
(Entum edîfû)
Siz katın (erkek)
|
أَنْتُمَا أَضِيفَا 8
(Entumâ edîfâ)
İkiniz katın (erkek)
|
أَنْتَ أَضِفْ 7
(Ente
edif)
Sen kat (erkek)
|
Muhatab (erkek)
|
أَنْتُنَّ أَضِفْنَ 12
(Entunne edifne)
Siz katın (bayan)
|
أَنْتُمَا أَضِيفَا 11
(Entumâ edîfâ)
İkiniz katın (bayan)
|
أَنْتِ أَضِيفِي 10
(Enti edîfî)
Sen kat (bayan)
|
Muhataba (bayan)
|
(ÇOK ŞEY KATTI) kalıbı:
اَضَافَ
ل ........الْكَثِيرَ
|
Edâfe li……el-kesîr.
|
…-ya
çok şey kattı. (Çok şey kazandırdı)
|
( ل :lam
) harfinin sonuna kişiler için uygun olan zamir eklenir. Lam harfine zamir
eklenirse (le) olarak okunur, lam’dan sonra özel isim gelirse (li) olarak okunur.
لَهُ (lehu:
ona)
لِعَلِيٍّ (li Ali:
Ali’ye)
Bana
|
Lî
|
لِي
|
Bize
|
Lenâ
|
لَنَا
|
Sana
(karşımızdaki
erkeğe söylenir)
|
Leke
|
لَكَ
|
Sana
(karşımızdaki
bayana söylenir)
|
Leki
|
لَكِ
|
Ona
(bir
erkekten bahsederken kullanılır)
|
Lehû
|
لَهُ
|
Ona
(bir
bayandan bahsederken kullanılır)
|
Lehâ
|
لَهَا
|
Size
(karşımızdaki
erkekler için kullanılır)
|
Lekum
|
لَكُمْ
|
Size
(karşımızdaki
bayanlar için kullanılır)
|
Lekunne
|
لَكُنَّ
|
Kalıpta geçen kelimeler:
Ekledi,
kattı
|
Edâfe
|
أَضَافَ
|
Ekliyor,
katıyor
|
Yudîfu
|
يُضِيفُ
|
Eklemek,
katmak
|
İdâfet
|
اِضَافَة
|
-e,
…için
|
Li
|
لِ
|
Çok
|
El-kesîr
|
اَلْكَثِير
|
Örnek cümleler:
1.
أَتَوَقَّعُ
أَنْ تُضِيفَ تِلْكَ
الْخُطْوَةُ لَهُ
الْكَثِيرَ .
|
O
adımın (o gayretin) ona çok şey katmasını umuyorum.
|
Umuyorum
|
Etevakkağu
|
أَتَوَقَّعُ
|
-masını
|
En
|
أَنْ
|
Ekliyor,
katıyor
|
Tudîfu
|
تُضِيفُ
|
Eklemesini,
katmasını
|
En
tudîfe
|
أَنْ تُضِيفَ
|
O,
şu
|
Tilke
|
تِلْكَ
|
Adım,
çaba, gayret
|
El-hutve
|
الْخُطْوَةُ
|
Ona
|
Lehû
|
لَهُ
|
Çok
|
El-kesîr
|
الْكَثِير
|
2.
أَضَافَ لِي الْكَثِيرَ مِنَ الْخِبْرَةِ
.
|
Edâfe lî el-kesîr mine’l-hibrati.
|
Bana çok
tecrübe kattı.
|
-den,
-dan
|
Min
|
مِنْ
|
Deneyim,
tecrübe
|
El-hibra
|
الْخِبْرَة
|
3.
هَذِهِ
الْجَائِزَةُ أَضَافَتْ
لِي الْكَثِيرَ.
|
Hâzihi’l-câize
edâfet lî el-kesîr.
|
Bu
ödül bana çok şey kattı.
|
Ödül
|
El-câize
|
الْجَائِزَةُ
|
4.
هَذَا
سَيُضِيفُ لِي الْكَثِيرَ
.
|
Hâzâ
se yudîfu lî el-kesîr.
|
Bu
bana çok şey katacak.
|
Bu
|
Hâzâ
|
هَذَا
|
Katacak
|
Se
yudîfu
|
سَيُضِيفُ
|
5.
هَذَا الْعَمَلُ كَانَ سَيُضِيفُ لِي الْكَثِيرَ وَلَكِنْ
لِلْأَسَفِ لَمْ أُشَارِكْ فِيهِ بِسَبَبِ
الْاِخْتِلَافِ عَلَى الْأَجْرِ الْمَادِّيِّ.
|
Hâza’l-amelu
kâne se yudîfu lî el-kesîr, velâkin li’l-esefi
lem uşârik fîhi bi sebebi’l-ihtilâfi ale’l-ecri’l-maddiyyi.
|
Bu iş ( bu filmde rol almak) bana çok şey katacaktı
ama maalesef ücret konusundaki anlaşmazlık sebebiyle katılmadım.
|
Bu
|
Hâzâ
|
هَذَا
|
İş
|
El-amel
|
الْعَمَلُ
|
Katacaktı
|
Kâne
seyudîfu
|
كَانَ سَيُضِيفُ
|
Bana
|
Lî
|
لِي
|
Çok
|
El-kesîr
|
الْكَثِير
|
Ama
|
Velâkin
|
وَلَكِنْ
|
Maalesef
|
Li’l-esef
|
لِلْأَسَفِ
|
Ona
katılmadım
|
Lem
uşârik fîhi
|
لَمْ
أُشَارِكْ فِيهِ
|
Sebebiyle,
yüzünden
|
Bi
sebebi
|
بِسَبَبِ
|
Anlaşmazlık
|
El-ihtilâf
|
الْاِخْتِلَاف
|
Üzerinde,
-de, -da
|
Alâ
|
عَلَى
|
Maddi
karşılık, ücret
|
El-ecru’l-maddiyy
|
الْأَجْرُ
الْمَادِّيُّ
|