4 Mayıs 2012 Cuma

أتاح إمكانية ( İmkanını verdi - İmkanını sundu - Olanağını sağladı ) kalıbı:




أَتَاحَ   إِمْكَانِيَّةَ ....

Etâha imkâniyyete ..

…imkanını verdi, olanağını sağladı, imkanını sundu



Verdi, nasip etti

Etâha

أَتَاحَ

Verir, nasip eder

Yutîhu

يُتِيحُ

Vermek

İtâha

إِتَاحَة

İhtimal, olanak, imkan, olasılık

İmkâniyye

إِمْكَانِيَّة


Örnek cümleler:
1.

شَرَحَ لِضُيُوفِهِ عَنِ الْآلَةِ الَّتِي اِخْتَرَعَهَا وَتُتِيحُ لَهُ اِمْكَانِيَّةَ السَّفَرِ عَبْرَ الزَّمَنِ

Şeraha li duyûfihî ani’l-âleti’lletî ihtarağahâ ve tutîhu lehu imkâniyyete’s-seferi abra’z-zaman.

Misafirlerine, keşfettiği ve kendisine zamanda yolculuk yapma olanağını sağlayan makinasını açıkladı.



Açıkladı

Şeraha

شَرَحَ

Misafirlerine

Li duyûfihî

لِضُيُوفِهِ

Alet, makina

El-âle(t)

الْآلَة

Keşfettiği

Elletî ihtarağahâ

الَّتِي اِخْتَرَعَهَا

Ona …olanağını sağlayan

Tutîhu lehu imkâniyyete

تُتِيحُ لَهُ اِمْكَانِيَّةَ

Yolculuk

Es-sefer

السَّفَر

İle, vasıtasıyla, üzerinden

Abra

عَبْرَ

Zaman

Ez-zaman

الزَّمَن



  
2.

 إِمْكَانِيَّةَ  تَنْظِيمِ الْمِلَفَّاتِ دَاخِلَ أَدِلَّةٍ . (MS – DOS)  أتَاحَ نِظَامُ التَّـشْغِيلِ

Etâha nizâmu’t-teşgîli MS-DOS imkâniyyete tanzîmi’l-mileffâti dâhile edilletin.

MS-DOS işletim sistemi, dizinler içinde dosyaları düzenleme imkanı verdi (verir).



Verdi

Etâha

أتَاحَ

İşletim sistemi

Nizâmu’t-teşgîl

نِظَامُ التَّـشْغِيلِ

İhtimal, olanak, imkan, olasılık

İmkâniyye

إِمْكَانِيَّة

Düzenleme

Tanzîm

تَنْظِيم

Dosyalar

El-mileffât

الْمِلَفَّات

İçinde

Dâhile

دَاخِلَ

Dizin, indeks

Delîl

دَلِيل

Dizinler, indeksler

Edille

أَدِلَّة


3.

اَلْإِصْدَارُ الْجَدِيدُ أَتَاحَ إِلَيْنَا إِمْكَانِيَّةَ رَبْطِ حِسَابِ الْيَاهُو بِحِسَابِ الْفَيْسْ بُوكْ

 اَلْخَاصّ بِنَا

El-isdâru’l-cedîdu etâha ileynâ imkâniyyete rabti hisâbi’l-Yahoo  bi hisâbi’l-Facebook el-hâss binâ

(Programın) Yeni sürümü, bize Yahoo hesabını, kendi  Facebook hesabımıza bağlama imkanı sağladı.



Sürüm

El-isdâr

اَلْإِصْدَارُ

Yeni

El-cedîd

الْجَدِيدُ

Verdi, sağladı

Etâha

أَتَاحَ

Bize

İleynâ

إِلَيْنَا

İmkan, olanak

İmkâniyye

إِمْكَانِيَّةَ

Bağlama

Rabt

رَبْط

Hesap

Hisâb

حِسَاب

Hesabı ile

Bi hisâbi

بِحِسَابِ

Bize has, bize özel, bize ait

El-hâss binâ

اَلْخَاصُّ بِنَا


4.

شَبَكَاتُ الْجِيلِ الثَّالِثِ تُتِيحُ اِمْكَانِيَّةَ اِسْتِخْدَامِ الْاِنْتَرْنَتْ بِسُرْعَاتٍ عَالِيَةٍ .

Şebekâtu’l-cîli’s-sâlisi tutîhu imkâniyyete istihdâmi’l-internet bi sür’âtin âliyetin.

3. nesil ağlar (3G), yüksek hızlarda internet kullanma imkanı sunar.



Ağlar, şebekeler

Şebekât

شَبَكَات

Nesil

El-cîl

الْجِيلُ

Üçüncü

Es-sâlis

الثَّالِث

İmkanı sunar

Tutîhu imkâniyyete

تُتِيحُ اِمْكَانِيَّةَ

Kullanma

İstihdâm

اِسْتِخْدَام

İnternet

El-internet

الْاِنْتَرْنَتْ

Hızlarda, hızlar ile

Bi sür’âtin

بِسُرْعَات

Yüksek

Âliye

عَالِيَة


5.

مُشَارَكَتِي فِي بَرْنَامَجِ "....." أَتَاحَتْ لِي إِمْكَانِيَّةَ التَّعْبِيرِ أَكْثَر عَنْ مَوْهِبَتِي

 وَحُبِّي لِلطَّبْخِ .

Muşâraketî fî bernâmeci ….etâhatimkâniyyete’t-tağbîri  ekser an mevhibetî ve hubbî li’t-tabhi.

"….."  programına katılmam, bana, yemek pişirme yeteneğimi  ve sevgimi daha fazla ifade etme imkanı verdi.



Benim  …-ya katılmam

Muşâraketî fî

مُشَارَكَتِي  فِي

Program

Bernâmec

بَرْنَامَج

Verdi

Etâhat

أَتَاحَتْ

Bana


لِي

İmkan

İmkâniyye

إِمْكَانِيَّة  

İfade etmek

Et-tağbîr 

التَّعْبِير

Daha çok

Ekser

أَكْثَر

-den, -dan, hakkında

An

عَنْ

Yeteneğim

Mevhibetî

مَوْهِبَتِي

Sevgim

Hubbî

حُبِّي

Yemek pişirmek için

Li’t-tabhi

لِلطَّبْخِ