Sözlüğe baktığımızda her iki kelimenin karşısında da "yaptı" açıklamasını
buluruz.
1. فَعَلَ
Yaptı
|
(Feale)
|
فَعَلَ
|
Etki
etti, etkiledi,
etkisi oldu, …-de sonuç verdi
|
(Feale
bi ..)
|
فَعلَ بِ...
|
Etki etti, etkiledi, etkisi oldu, …-de sonuç verdi
|
(Feale
fî ..)
|
فَعَلَ فِي ...
|
2. عَمِلَ
Yaptı,
işledi, yerine getirdi, uğraştı, çalıştı, üretti, imal etti
|
Amile
|
عَمِلَ
|
…için
çalıştı, … için çabaladı
|
Amile
alâ
|
عَمِلَ عَلَى
...
|
…-yı
etkiledi, tesir etti, …’-da çalıştı,
… işi yaptı
|
Amile
fî
|
عَمِلَ فِي ...
|
…’-yı
çalıştırdı, işletti
|
Amile
bi
|
عَمِلَ بِ ...
|
Her iki fiil arasındaki kullanım farkını soru cümleleriyle
anlayalım:
Yaptı
|
Amile
|
عَمِلَ
|
Birisi bize :
Ne
yapıyorsun ?
|
Mâzâ
tağmelu ?
|
مَاذَا
تَعْمَلُ ؟
|
diye sorduğunda
iki şeyden birini kastediyordur:
1. Ya mesleğimizi soruyordur. Bu durumda :
Ben
öğretmenim
|
Ene
muderris
|
أَنَا
مُدَرِّسٌ
|
şeklinde bir cevap veririz.
2. Ya da, o anda,
daha önce ortada var olmayan bir şeyi üretiyoruzdur, karşımızdaki de ürettiğimiz
şeyi soruyordur.
Soru:
Ne
yapıyorsun ?
|
Mâzâ
tağmelu ?
|
مَاذَا
تَعْمَلُ ؟
|
Cevap:
Bir
kahve yapıyorum.
|
Ene
ağmelu kahveten.
|
أَنَا أَعْمَلُ
قَهْوَةً
|
Ödevi
yapıyorum.
|
Ene
ağmelu’l-vâcibe.
|
أَنَا أَعْمَلُ
الْوَاجِبَ
|
Bir
kek yapıyorum.
|
Ene
ağmelu kağketen.
|
أَنَا أَعْمَلُ
كَعْكَةً
|
Çayı
yapıyorum.
|
Ene
ağmelu’ş-şâye
|
أَنَا أَعْمَلُ
الشَّايَ
|
İ-phone için güncelleme yapıyorum.
|
Ene
ağmelu tahdîsen li’l-Ay-fon
|
أَنَا أَعْمَلُ
تَحْدِيثًا لِلْآيْفُونْ
|
Bu fiil, İngilizcedeki (– to make) fiilinin karşılığı
gibidir.
********************************************************
Yaptı
|
Feale
|
فَعَلَ
|
Birisi bize :
Ne yapıyorsun?
|
(Mâzâ
tef’alu ?)
|
مَاذَا
تَفْعَلُ ؟
|
diye sorduğunda, o anda yaptığımız eylemi söyleriz.
Cevap:
Televizyon
seyrediyorum.
|
Uşâhidu’t-tilifizyûne.
|
أُشَاهِدُ
التِّلِيفِزْيُونَ
|
Gazeteyi
okuyorum.
|
Akrau’s-sahîfete.
|
أَقْرَأُ
الصَّحِيفَةَ.
|
Sinemaya
gidiyorum.
|
Ezhebu
ile’s-sînemâ.
|
أَذْهَبُ إِلَى
السِّينَمَا.
|
Bir
rapor yazıyorum.
|
Ektubu
takrîran.
|
أَكْتُبُ
تَقْرِيرًا.
|
Bir
elma yiyorum.
|
Âkulu
tuffâhaten.
|
آكُلُ
تُفَّاحَةً
|
Bu fiil de, İngilizcedeki ( –to do) fiilinin
karşılığı gibidir.