24 Mart 2012 Cumartesi

" عَمِلَ ve فَعَلَ fiilleri arasındaki fark "


عَمِلَ VE  فَعَلَ FİİLLERİ ARASINDAKİ FARK:

Sözlüğe baktığımızda her iki kelimenin karşısında da  "yaptı"  açıklamasını 
buluruz.

1. فَعَلَ

Yaptı

(Feale)

فَعَلَ

Etki etti, etkiledi, etkisi oldu, …-de sonuç verdi

(Feale bi ..)

فَعلَ بِ...

  Etki etti, etkiledi, etkisi oldu, …-de sonuç verdi

(Feale fî ..)

فَعَلَ  فِي ...


2. عَمِلَ

Yaptı, işledi, yerine getirdi, uğraştı, çalıştı, üretti, imal etti

Amile

عَمِلَ

…için çalıştı, … için çabaladı

Amile alâ

عَمِلَ عَلَى ...

…-yı etkiledi, tesir etti, …’-da çalıştı,
 … işi yaptı

Amile fî

عَمِلَ فِي ...

…’-yı çalıştırdı, işletti

Amile bi

عَمِلَ بِ ...




Her iki fiil arasındaki kullanım farkını soru cümleleriyle anlayalım:


Yaptı

Amile

عَمِلَ

Birisi bize :


Ne yapıyorsun ?

Mâzâ tağmelu ?

مَاذَا تَعْمَلُ ؟    

diye sorduğunda  iki şeyden birini kastediyordur:


1. Ya mesleğimizi soruyordur. Bu durumda :


Ben öğretmenim

Ene muderris

أَنَا مُدَرِّسٌ

şeklinde bir cevap veririz.

2. Ya da, o anda,  daha önce ortada var olmayan bir şeyi üretiyoruzdur, karşımızdaki de ürettiğimiz şeyi soruyordur.

Soru:


Ne yapıyorsun ?

Mâzâ tağmelu ?

مَاذَا تَعْمَلُ ؟    

Cevap:


Bir kahve yapıyorum.

Ene ağmelu kahveten.

أَنَا أَعْمَلُ قَهْوَةً

Ödevi yapıyorum.

Ene ağmelu’l-vâcibe.

أَنَا أَعْمَلُ الْوَاجِبَ

Bir kek yapıyorum.

Ene ağmelu kağketen.

أَنَا أَعْمَلُ كَعْكَةً

Çayı yapıyorum.

Ene ağmelu’ş-şâye

أَنَا أَعْمَلُ الشَّايَ

İ-phone  için güncelleme yapıyorum.

Ene ağmelu tahdîsen li’l-Ay-fon

أَنَا أَعْمَلُ تَحْدِيثًا لِلْآيْفُونْ

Bu fiil, İngilizcedeki (– to make) fiilinin karşılığı gibidir.

********************************************************


Yaptı

Feale

فَعَلَ

Birisi bize :

Ne  yapıyorsun?

(Mâzâ tef’alu ?)

مَاذَا تَفْعَلُ ؟

diye sorduğunda, o anda yaptığımız eylemi söyleriz.

Cevap:


Televizyon seyrediyorum.

Uşâhidu’t-tilifizyûne.

أُشَاهِدُ التِّلِيفِزْيُونَ

Gazeteyi okuyorum.

Akrau’s-sahîfete.

أَقْرَأُ الصَّحِيفَةَ.

Sinemaya gidiyorum.

Ezhebu ile’s-sînemâ.

أَذْهَبُ إِلَى السِّينَمَا.

Bir rapor yazıyorum.

Ektubu takrîran.

أَكْتُبُ تَقْرِيرًا.

Bir elma yiyorum.

Âkulu tuffâhaten.

آكُلُ تُفَّاحَةً

Bu fiil de, İngilizcedeki ( –to do) fiilinin karşılığı gibidir.