22 Temmuz 2012 Pazar

(Işık açık - ışık kapalı) ifadeleri


(Işığın açık olması – kapalı olması) ifadeleri:


Işık

En-nûr

اَلنُّورُ

Aydınlatılan, açık              (ismi meful)

Mudâ’

مُضَاءٌ

Kelimenin türediği fiil:

Parladı, ışık saçtı, aydınlattı     
 (mazi)

Edâe

أَضَاءَ

Parlıyor, ışık saçıyor, aydınlatıyor    (muzari)

Yudîu

يُضِيءُ

Parlamak, ışık saçmak, aydınlatmak (mastar)

İdâe

إِضَاءَة

Parlayan, ışık saçan, aydınlatan       (ismi fâil)

Mudî’

مُضِيءٌ

Aydınlatılan, (ışığı) açık     
(ismi meful)

Mudâ’

مُضَاءٌ

Örnek cümleler:
1.

 اُتْرُكْ نُورَ الْغُرْفَةِ  مُضَاءً

Utruk nûra’l-gurfeti mudâen.

Odanın ışığını açık bırak.



Bırak ! Terk et ! (Bu ifade erkeğe söylenir)

Utruk

اُتْرُكْ

Işık

En-nûr

اَلنُّورُ

Oda

El-gurfe

الْغُرْفَة

Aydınlatılan,açık                             

Mudâ’

مُضَاءٌ

2.

اَلنَّوْمُ  فِي غُرْفَةٍ  مُضَاءَةٍ  ضَارٌّ  بِصِحَّةِ  الْاَطْفَالِ .   

En-nevmu fî gurfetin mudâetin dârrun bi sıhhati’l-etfâli.

Aydınlatılmış (ışığı açık) odada uyumak çocukların sağlığına zararlıdır.



Uyku, uyumak

En-nevm

اَلنَّوْمُ     

-de, -da, içinde


فِي

Oda

El-gurfe

الْغُرْفَة

Aydınlatılan,(ışığı)açık                  

Mudâ’e

مُضَاءَة

..-ya zararlı

Dârr bi…

ضَارٌّ  بِ

Sıhhat, sağlık

Sıhha(t)

صِحَّة

Çocuklar

El-etfâl

الْاَطْفَال

3.

اَلنُّورُ مُضَاءٌ فِي غُرْفَتِهَا

En-nûru mudâun fî gurfetihâ

Odasında ışığı açık.



Işık

En-nûr

اَلنُّورُ

Aydınlatılan,(ışığı)açık  

Mudâ’

مُضَاءٌ

-de, -da, içinde


فِي

Onun odası (Bir bayanın odası kastediliyor)

Gurfetuhâ

غُرْفَتُهَا

4.

تَرَى الْمِصْبَاحَ  غَيْرَ مُضَاءٍ .

Tera’l-misbâha gayra mudâin.

Lambanın (ışığın)  kapalı olduğunu görüyorsun.



Görüyorsun, görürsün
(Bu ifade bir erkeğe söylenir)

Terâ

تَرَى  

Lamba

El-misbâh

الْمِصْبَاحُ

Aydınlatılmamış,(ışığı)kapalı                             

Gayr mudâ’

غَيْر مُضَاءٍ

5.

إِيَّاكَ  وَالنَّوْمَ  فِيمَا  يَكُونُ النُّورُ مُضَاءً  فِي  الْغُرْفَةِ .

İyyâke ve’n-nevm fîmâ yekûnu’n-nûru mudâen fi’l-gurfeti.

Işığın açık olduğu odada uyumaktan sakın !



…-dan kaçın, yapma, …-dan sakın

İyyâke ve

إِيَّاكَ  وَ

  Uyumak

En-nevm

النَّوْم

-dığı esnada, -dığı halde

Fîmâ

فِيمَا

Olur

Yekûnu

يَكُونُ

Işık

En-nûr

النُّورُ

Aydınlatılan,(ışığı)açık                             

Mudâ’

مُضَاءٌ

-de, -da, içinde


فِي  

Oda

El-gurfe

الْغُرْفَة

6.

لَقِيتُ مِصْبَاحَ  الْغُرْفَةِ  مُضَاءً.

Lakîtu misbâha’l-gurfeti mudâen.

Odanın lambasını açık buldum.



Buldum

Lakîtu

لَقِيتُ

Lamba

El-misbâh

مِصْبَاح

Oda

El-gurfe

الْغُرْفَة

Aydınlatılan,(ışığı)açık                             

Mudâ’

مُضَاءٌ

7.

اِذَا كَانَ الْمِصْبَاحُ غَيْرَ مُضَاءٍ ....

İzâ kâne’l-misbâhu gayra mudâin…

Lamba açık değilse…..



Eğer…-se

İzâ kâne

اِذَا كَانَ

Lamba

El-misbâh

مِصْبَاح

Aydınlatılmamış,(ışığı)kapalı                             

Gayr mudâ’

غَيْر مُضَاءٍ

8.

قَدْ يُصِرُّ اَحَدُ الطَّرَفَيْنِ عَلَى تَرْكِ نُورِ الْحُجْرَةِ  مُضَاءً بَيْنَمَا الطَّرَفُ الْآَخَرُ لَا يُحِبُّ ذَلِكَ

Kad yusirru ehadu’t-tarafeyni alâ terki nûri’l-hucrati mudâen beynema’t-tarafu’l-âharu lâ yuhibbu zâlike.

Diğer taraf (diğer kişi),   onu: (ışığın açık bırakılmasını) sevmezken, taraflardan biri odanın ışığının açık bırakılmasında ısrar edebilir.



..-da ısrar edebilir

Kad yusirru alâ

قَدْ يُصِرُّ عَلَى

Taraflardan biri

Ehadu’t-tarafeyn

اَحَدُ الطَّرَفَيْنِ

Terk etmek, bırakmak

Terk

تَرْك

Odanın ışığı

Nûru’l-hucra

نُورُ الْحُجْرَةِ

Aydınlatılan,(ışığı)açık                             

Mudâ’

مُضَاءٌ

İken, -dığı sırada

Beynemâ

بَيْنَمَا

Diğer taraf

Et-tarafu’l-âhar

الطَّرَفُ الْآَخَرُ

Sevmez

Lâ yuhibbu

لَا يُحِبُّ

O, onu

Zâlike

ذَلِكَ

9.

هَلْ تَسْتَطِيعُ النَّوْمَ  وَالنُّور مُضَاء ؟ 

Hel testetîğu’n-nevme ve’n-nûr mudâ?

Işık açıkken uyuyabilir misin?                  (erkeğe soruluyor)



-mı?

Hel

هَلْ

-ebilirsin

Testatîğu

تَسْتَطِيعُ

Uyumak

En-nevm

النَّوْم

Işık

En-nûr

النُّور

Aydınlatılan,(ışığı)açık                             

Mudâ’

مُضَاء

10.

تَأَكَّدْ مِنْ اَنَّ الْمَمَرَّ مُضَاءٌ  بِصُورَةٍ  جَيِّدَةٍ .

Te’ekked min enne’l-memarra mudâun bi sûratin ceyyidetin.

Koridorun iyi bir şekilde aydınlatıldığından emin ol!



…-dan emin ol.
(Bu cümle bir erkeğe söyleniyor)

Te’ekked min

تَأَكَّدْ مِنْ

-dığı

Enne

اَنَّ  

Koridor 

El-memarr

الْمَمَرُّ

Aydınlatılan,(ışığı)açık                             

Mudâ’

مُضَاءٌ

İyi bir şekilde

Bi sûratin ceyyidetin

بِصُورَةٍ  جَيِّدَةٍ


11.

أَلْقَى نَظْرَةً أَخِيرَةً عَلَى مَظْهَرِهِ  قَبْلَ أَنْ يَخْرُجَ ، تَارِكًا مِصْبَاحَ الْغُرْفَةِ  

مُضَاءً  كَعَادَتِهِ .!

Elkâ nazraten ehîraten alâ mazharihî kable en yahruce, târiken misbâha’l-gurfeti mudâen ke âdetihi.

Âdeti olduğu üzere odanın ışığını açık bırakarak, çıkmadan önce kendi görünüşüne son bir bakış attı.



Bakış attı

Elkâ nazraten

أَلْقَى نَظْرَةً

Son

Ehîraten

أَخِيرَةً

-e, üzerine

Alâ

عَلَى

Onun görünüşü
 (Bir erkekten bahsediliyor)

Mazharuhû

مَظْهَرُهُ  

Çıkmadan önce

Kable en yahruce

أَنْ يَخْرُجَ قَبْلَ

Terk ederek, bırakarak

Târiken

تَارِكًا

Odanın lambası

Misbâhu’l-gurfe

مِصْبَاحُ الْغُرْفَةِ

Aydınlatılan,(ışığı)açık                             

Mudâ’

مُضَاء  

Âdeti olduğu üzere
(Bir erkekten bahsediliyor)

Ke âdetihî

كَعَادَتِهِ .!

12.

كُنْتُ أَنَامُ  وَ النُّور مُضَاء

Kuntu enâmu ve’n-nûr mudâ.

Işık açık uyuyordum.



İdim

Kuntu

كُنْتُ

Uyuyor

Enâmu

أَنَامُ

Işık

En-nûr

النُّورُ

Aydınlatılan,(ışığı)açık                             

Mudâ’

مُضَاءٌ