Buradaki hoş karşılama anlamı, Türkçe’de
kullandığımız anlamdan farklıdır. Biz (hoş karşıladı ) derken: (olumsuz bir şeye göz yumdu, müsamaha
etti ) gibi bir anlam kastederiz.
Oysa buradaki anlam, birini sevinçle karşılama, ona
ikramda bulunma ifade eder.
(Bir misafire çok ikramda bulunmak, iyi
ağırlamak gibi)
اِسْتَـقْبَلَ بِحَفَاوَةٍ .
|
İstakbele
bi hafâvetin
|
Hoş
karşıladı / iyi karşıladı / güleryüzle karşıladı
|
Kalıpta geçen kelimeler:
Karşıladı
(mazi)
|
İstakbele
|
اِسْتَـقْبَلَ
|
Karşılıyor (muzari)
|
Yestakbilu
|
يَسْتَـقْبِلُ
|
Karşılamak
(mastar)
|
İstikbâl
|
اِسْتِـقْبَال
|
İle
|
Bi
|
بِ
|
..-i
hoş karşıladı, iyi karşıladı, güleryüzle karşıladı, ikramda bulundu (mazi)
|
Hafiye
|
حَفِيَ
|
..-i
hoş karşılıyor (muzari)
|
Yahfâ
|
يَحْفَى
|
..-i
hoş karşılamak (mastar)
|
Hafâvet
|
حَفَاوَة
|
Örnek cümle:
1.
يَبْدُو أَنَّ الْجُمْهُورَ يَسْتَـقْبِلُهُ
بِحَفَاوَةٍ بِاعْتِبَارِهِ بَرْنَامَجًا مُسَلِّيًا.
|
Yebdû
enne’l-cumhûra yestakbiluhû bi hafâvetin
bi’ğtibârihi bernâmecen muselliyen.
|
Eğlendirici
bir (tv) programı olması itibariyle halkın onu hoş
karşıladığı (sevinçle karşıladığı) görünüyor.
|
Göründü (mazi)
|
Bedâ
|
بَدَا
|
Görünüyor
(muzari)
|
Yebdû
|
يَبْدُو
|
…-dığı
|
Enne
|
أَنَّ
|
Halk,
ahali
|
El-cumhûr
|
اَلْجُمْهُورُ
|
Onu
hoş karşılıyor
|
Yestakbiluhû
bihafâvetin
|
يَسْتَـقْبِلُهُ
بِحَفَاوَةٍ
|
İtibari
ile
|
Bi’ğtibârihi
|
بِاعْتِبَارِهِ
|
Program
|
Bernâmec
|
بَرْنَامَجٌ
|
Eğlendirdi
|
Sellâ
|
سَلَّى
|
Eğlendirici
|
Musellin
|
مُسَلٍّ
|
2.
اِسْتَـقْبَلْتُ ضَيْفِي
بِحَفَاوَةٍ .
|
İstakbeltu dayfî bi hafâvetin.
|
Misafirimi
güleryüzle karşıladım.
(sıcak
ve samimi bir şekilde karşıladım.)
|
Misafir
|
Dayf
|
ضَيْفٌ
|