11 Nisan 2012 Çarşamba

"Beğenisini kazandı - takdirini kazandı " kalıbı



Güzel oldu, iyi oldu, hoş oldu

Hasune

حَسُنَ

İyi buldu, onayladı, uygun gördü

İstahsene

اِسْتَحْسَنَ

İyi bulur, onaylar, uygun görür

Yestahsinu

يَسْتَحْسِنُ

Onama, onay, iyi bulma, övme, takdir etme

İstihsân

اِسْتِحْسَان




Elde etti, ulaştı, kazandı, hak etti

Nâle

نَالَ

Elde ediyor, ulaşıyor, kazanıyor, hak ediyor

Yenâlu

يَنَالُ

Elde etmek, ulaşmak, kazanmak, hak etmek

Neyl

نَيْل


    Kalıbın kullanılışına örnek cümleler :
1.

نَالَ اِسْتِحْسَانَ الجَمِيعِ = نَالَ رِضَاهُمْ ، مُوَافَـقَـتَهُمْ .

Nâle istihsâne’l-cemîğ = Nâle rıdâhum, muvâfakatehum.

Herkesin takdirini kazandı = Onların rızasını, onayını aldı.

2.

اَلنَّجْمَةُ الَّتِي نَالَتْ اِسْتِحْسَانَ الْجُمْهُورِ

En-necmetu’lletî nâlet istihsâne’l-cumhûri

Halkın takdirini kazanan star                                                   (bayan sanatçı)



Star, yıldız (bayan sanatçı)

En-necme

اَلنَّجْمَةُ

-en, -an

Elletî

الَّتِي

Elde etti, ulaştı, kazandı, hak etti

Nâlet

نَالَتْ

Kazanan

Elletî nâlet

الَّتِي نَالَتْ

Onama, onay, iyi bulma, övme, takdir etme

İstihsân

اِسْتِحْسَان

Halk

El-cumhûr

الْجُمْهُور

3.

نَالَ الْكِتَابُ بِشَكْلٍ عَامٍّ اِسْتِحْسَانَ الْكَثِيرِ

Nâle’l-kitâbu bi şeklin âmmin istihsâne’l-kesîri.

Kitap, genel olarak bir çok kişinin beğenisini kazandı.

4.

   نَالَ هَذَا الْهَاتِفُ  اِسْتِحْسَانَ الْكَثِيرِ مِنْ مُسْتَخْدِمِي الْهَوَاتِفِ الْمَحْمُولَةِ فِي كُلِّ أَنْحَاءِ الْعَالَمِ.


Nâle hâza’l-hâtifu istihsâne’l-kesîr min mustahdimi’l-hevâtifi’l-mahmûleti fî kulli enhâi’l-âlemi.

Bu telefon, tüm dünyada cep telefonu kullanıcılarının birçoğunun beğenisini kazandı.



Elde etti, ulaştı, kazandı, hak etti

Nâlet

نَالَتْ

Bu

Hâzâ

هَذَا

Telefon

El-hâtif

الْهَاتِفُ

Onama, onay, iyi bulma, övme, takdir etme

İstihsân

اِسْتِحْسَان

Çok

El-kesîr

الْكَثِير

-den, -dan

Min

مِنْ

Kullanıcılar

Mustahdimûn

مُسْتَخْدِمُونَ

Cep telefonları

El-hevâtifu’l-mahmûle

الْهَوَاتِفُ الْمَحْمُولَة

İçinde, -de, -da


فِي

Her

Kullu

كُلُّ

Yön, kısım, taraf, bölüm

Nahv

نَحْوٌ

Yönler, kısımlar, taraflar, bölümler

Enhâ’

أَنْحَاء

Dünya

El-âlem

الْعَالَم