ALMAK fiilinin kullanılışı:
Bu fiil, maddi şeyleri
(elle alma) anlamında değil, soyut şeyleri alma anlamında kullanılır: 
Örnek : Emir almak,
destek almak, telefon almak (telefonla aranmak), uyarı almak…. gibi.
ALDI تَلَقَّى fiilinin mazi çekimi :
| 
   
هُمْ
  تَلَقَّوْا  3 
(Hum telakkav) 
Onlar aldılar (erkek) 
 | 
  
   
هُمَا
  تَلَقَّيَا  2 
(Humâ telakkayâ) 
O ikisi aldı (erkek) 
 | 
  
   
هُوَ تَلَقَّى  1 
(Huve telakkâ) 
O aldı (erkek) 
 | 
  
   
Gâib  
(erkek) 
 | 
 
| 
   
هُنَّ
  تَلَقَّيْنَ  6 
(Hunne telakkayne) 
Onlar aldılar (bayan) 
 | 
  
   
هُمَا
  تَلَقَّتَا  5 
(Humâ telakkatâ) 
O ikisi aldı (bayan) 
 | 
  
   
هِيَ تَلَقَّتْ
   4 
(Hiye telakkat) 
O aldı (bayan) 
 | 
  
   
Gâibe  
(bayan) 
 | 
 
| 
   
أَنْتُمْ
  تَلَقَّيْتُمْ  9 
(Entum telakkaytum) 
Siz aldınız (erkek) 
 | 
  
   
أَنْتُمَا
  تَلَقَّيْتُمَا 8 
(Entumâ telakkaytumâ) 
Siz ikiniz aldınız (erkek) 
 | 
  
   
أَنْتَ تَلَقَّيْتَ
   7 
(Ente telakkayte) 
Sen aldın (erkek) 
 | 
  
   
Muhatab  
(erkek) 
 | 
 
| 
   
أَنْتُنَّ
  تَلَقَّيْتُنَّ  12 
(Entunne telakkaytunne) 
Siz aldınız (bayan) 
 | 
  
   
أَنْتُمَا
  تَلَقَّيْتُمَا  11 
(Entumâ telakkaytumâ) 
Siz ikiniz aldınız (bayan) 
 | 
  
   
أَنْتِ
  تَلَقَّيْتِ  10 
(Enti telakkayti) 
Sen aldın (bayan) 
 | 
  
   
Muhataba 
 (bayan) 
 | 
 
| 
   
نَحْنُ
  تَلَقَّيْنَا  15 
(Nahnu telakkaynâ) 
Biz 
  aldık 
 | 
  
   
نَحْنُ
  تَلَقَّيْنَا  14 
(Nahnu telakkaynâ) 
Biz ikimiz aldık 
 | 
  
   
أَنَا
  تَلَقَّيْتُ  13 
(Ene telakkaytu) 
Ben aldım 
 | 
  
   
Nefsi mütekellim 
(cinsiyet farkı yok) 
 | 
 
ALDI  تَلَقَّى   fiilinin muzari çekimi :
| 
   
هُمْ
  يَتَلَقَّوْنَ  3 
(Hum yetelakkavne) 
Onlar alıyorlar (erkek) 
 | 
  
   
هُمَا
  يَتَلَقَّيَانِ  2 
(Humâ yetelakkayâni) 
O ikisi alıyor (erkek) 
 | 
  
   
هُوَ
  يَتَلَقَّى  1 
(Huve yetelakkâ) 
O alıyor (erkek) 
 | 
  
   
Gâib  
(erkek) 
 | 
 
| 
   
هُنَّ
  يَتَلَقَّيْنَ  6 
(Hunne yetelakkayne) 
Onlar alıyorlar (bayan) 
 | 
  
   
هُمَا
  تَتَلَقَّيانِ  5 
(Humâ tetelakkayâni) 
O ikisi alıyor (bayan) 
 | 
  
   
هِيَ
  تَتَلَقَّى  4 
(Hiye tetelakkâ) 
O alıyor (bayan) 
 | 
  
   
Gâibe  
(bayan) 
 | 
 
| 
   
أَنْتُمْ
  تَتَلَقَّوْنَ  9 
(Entum tetelakkavne) 
Siz alıyorsunuz (erkek) 
 | 
  
   
أَنْتُمَا
  تَتَلَقَّيَانِ  8 
(Entumâ tetelakkayâni) 
Siz ikiniz alıyorsunuz (erkek) 
 | 
  
   
أَنْتَ
  تَتَلَقَّى  7 
(Ente tetelakkâ) 
Sen alıyorsun (erkek) 
 | 
  
   
Muhatab  
(erkek) 
 | 
 
| 
   
أَنْتُنَّ
  تَتَلَقَّيْنَ  12 
(Entunne tetelakkayne) 
Siz 
  alıyorsunuz
  (bayan) 
 | 
  
   
أَنْتُمَا
  تَتَلَقَّيَانِ  11 
(Entumâ tetelakkayâni) 
Siz ikiniz alıyorsunuz (bayan) 
 | 
  
   
أَنْتِ
  تَتَلَقَّيْنَ 10 
(Enti tetelakkayne) 
Sen alıyorsun (bayan) 
 | 
  
   
Muhataba 
 (bayan) 
 | 
 
| 
   
نَحْنُ
  نَتَلَقَّى  15 
(Nahnu netelakkâ) 
Biz 
  alıyoruz 
 | 
  
   
نَحْنُ
  نَتَلَقَّى  14 
(Nahnu netelakkâ) 
Biz ikimiz alıyoruz 
 | 
  
   
أَنَا
  أَتَلَقَّى  13 
(Ene etelakkâ) 
Ben alıyorum 
 | 
  
   
Nefsi
  mütekellim 
(cinsiyet
  farkı yok) 
 | 
 
ALDI  تَلَقَّى   fiilinin emir çekimi :
| 
   
أَنْتُمْ
  تَلَقَّوْا  3 
(Entum telakkav) 
Siz alın (erkek) 
 | 
  
   
 أَنْتُمَا
  تَلَقَّيَا  2 
(Entumâ  telakkayâ)  
Siz ikiniz alın (erkek) 
 | 
  
   
أَنْتَ تَلَقَّ
   1 
(Ente telakka) 
Sen al (erkek) 
 | 
  
   
Muhatab  
(erkek) 
 | 
 
| 
   
 أَنْتُنَّ
  تَلَقَّيْنَ  6 
(Entunne telakkayne) 
Siz 
  alın
  (bayan) 
 | 
  
   
أَنْتُمَا
  تَلَقَّيَا  5 
(Entumâ telakkayâ)  
Siz ikiniz alın (bayan) 
 | 
  
   
أَنْتِ
  تَلَقَّيْ  4 
(Enti telakkay)  
Sen al (bayan) 
 | 
  
   
Muhataba 
 (bayan) 
 | 
 
Örnek
cümleler :
1.
Bir
  telefon aldı    (= birisi onu telefonla aradı) 
 | 
  
Telakkâ
  ittisâlen 
 | 
  
تَلَقَّى
  إِتِّصَالًا 
 | 
 
لَمْ  أَتَلَقَّ  أَيَّ 
  إِتِّصَالٍ  مِنْ 
  أَيِّ  مَسْؤُولٍ  جَامِعِيٍّ .  
 | 
 
Lem etelakka
  eyye ittisâlin min eyyi mes’ûlin câmi’iyyin. 
 | 
 
Hiçbir
  üniversite yetkilisinden (hiç) telefon almadım.
   
(Aranmadım) 
 | 
 
2.
Bir
  tehdit aldı    (= birisi onu tehdit etti) 
 | 
  
Telakkâ
  tehdîden 
 | 
  
تَلَقَّى
  تَهْدِيدًا 
 | 
 
لَمْ  أَتَلَقَّ  أَيَّ 
  تَهْدِيدٍ  مِنْ 
  أَيِّ  شَخْصٍ  
 | 
 
Lem etelakka
  eyye tehdîdin min eyyi şahsin. 
 | 
 
Kimseden
  tehdit almadım. 
 | 
 
3.
Bir
  uyarı aldı    (= birisi onu uyardı) 
 | 
  
Telakkâ
  ihtâran 
 | 
  
تَلَقَّى
  إخْطَارًا  
 | 
 
لَمْ أَتَلَقَّ
  أَيَّ إِخْطَارٍ عَبْرَ الْبَرِيدِ
  الْإِلَكْترُونِي 
 | 
 
Lem etelakka
  eyye ihtârin abra’l-berîdi’l-ilektrûniy. 
 | 
 
Elektronik
  postayla hiç bir uyarı almadım. 
 | 
 
İle,
  vasıtasıyla, üzerinden, boyunca 
 | 
  
Abra 
 | 
  
عَبْرَ 
 | 
 
Elektronik
  posta, e-mail 
 | 
  
El-berîdu’l-ilektrûniy 
 | 
  
الْبَرِيدُ
  الْإِلَكْترُونِيُّ 
 | 
 
3.
Bir
  emir aldı    (= birisi ona emretti) 
 | 
  
Telakkâ
  emran 
 | 
  
تَلَقَّى
  أَمْرًا  
 | 
 
لَمْ  أَتَلَقَّ  أَيَّ 
  أَوَامِر  خِلَالَ 
  وُجُودِي  بِالْجَيْشِ  السُّورِيِّ 
  بِإِطْلَاقِ  النَّارِ عَلَى..... 
 | 
 
Lem etelakka
  eyye  evâmir hilâle vücûdî bi’l-ceyşi’s-Sûriyyi bi
  itlâki’n-nâri alâ …… 
 | 
 
Suriye
  ordusunda bulunduğum sırada hiç...…üzerine ateş açma emri
  (emirleri) almadım. 
 | 
 
Almadım 
 | 
  
Lem
  etelakka   
 | 
  
لَمْ  أَتَلَقَّ         
 | 
 
Herhangi
  bir / hiç bir 
 | 
  
Eyyu 
 | 
  
أَيُّ 
 | 
 
Emirler 
 | 
  
Evâmir 
 | 
  
أَوَامِرُ 
 | 
 
Boyunca,
  süresince 
 | 
  
Hilâle
   
 | 
  
خِلَالَ 
 | 
 
Bulunuşum 
 | 
  
Vücûdî 
 | 
  
وُجُودِي     
 | 
 
İçinde,
  -de, -da 
 | 
  
Bi 
 | 
  
بِ 
 | 
 
Ordu 
 | 
  
El-ceyş 
 | 
  
الْجَيْشُ 
 | 
 
Suriye’ye
  ait 
 | 
  
Es-Sûriyyu 
 | 
  
السُّورِيُّ 
 | 
 
Ateş
  açmak 
 | 
  
İtlâku’n-nâr
   
 | 
  
إِطْلَاقُ  النَّارِ 
 | 
 
Üzerine 
 | 
  
Alâ 
 | 
  
عَلَى 
 |