Bu akşam arkadaşlarla “Karanlıkta
diyalog” adlı etkinliğe gittik. Etkinlik için bir bilet alıyorsunuz, İstanbul Gayrettepe
metrosunun içinde 1650 metrekarelik bir alanı, zifiri karanlıkta, görme engelli
bir rehber eşliğinde 10 kişilik gruplar halinde geziyorsunuz.
Girişte elimizdeki çantaları emanet
dolabına kilitledik. Işık kaynağı olabilecek saat, telefon vs de buna dahildi.
Bir görevli, elimize görme engellilerin kullandığı bastonlardan verdi ve nasıl
kullanmamız gerektiğini anlattı.
Saat 18.15 de girdik, 19.30’da
çıktık.
Rehberimiz Harun Sarıkaya eşliğinde
içeriyi gezdik. İlk başlarda biraz korktuk, nereye gideceğimizi kestirememenin
verdiği bir rahatsızlık vardı. Ama daha sonra rehberimizin sesli yönergelerini
takip ettik. İstanbul’da duyabileceğimiz her türlü sesi bir âmâ olarak
dinledik, tramvaya, uçağa bindik, bir kafeye girdik alışveriş yaptık.
Etkinliğin sonunda görme engelli bir
vatandaşın sokakta neler yaşadığıyla ilgili az çok empati yapabilir hale
geldik. Rehberimize çeşitli sorular
yönelttik. Bize söylediği önemli şeylerden biri de şuydu:
-
Biz
sizden yardım istemeden bize yardım etmek için oramızdan buramızdan
çekiştirmeyin. Önce (Yardıma ihtiyacınız var mı?) diye sorun. Yapabileceğimiz
şeylerde bize yardım teklif ederseniz biz kendimizi aciz hissederiz. Örnek:
çoraplarımı kendim giyebilirim. Bunun için başkasının yardımına ihtiyaç duymam…
Bu akşamki etkinlik benim açımdan
yararlı geçti. Engelli birine yardım ederken karşımızdakinin neler
hissedebileceğini düşünmeli, kaş yaparken göz çıkarmamak gerek…
Buna benzer bir etkinlik de yakında
başlayacakmış. Bu sefer konuşamayan bir vatandaşın neler yaşadığı ile alakalı
olacakmış. Etkinlik süresince hiç konuşmadan gündelik hayatta karşılaşılan
durumlar deneyimlenecek.
Dışarıdaki alandan birkaç görüntü:
Normal harfler ve Braille alfabesindeki karşılıkları
Ayrıntılı bilgi için:
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder