Geçenlerde can sıkıcı bir olay yaşadım. Geçen sene
evimizin yakınındaki parka 4 adet ıhlamur fidanı dikmiştik. Yaz sıcaklarında
bidon bidon su taşıyıp hayatta tutmaya çalıştık. Maalesef bir tanesi, çocuklar
tarafından kırıldı. Geçen hafta parkta düzenleme çalışması başlatılmış. Parka
mini buldozer sokulmuş. Ektiğimiz bir fidan kökünden sökülmüş. Adamlara
sorduğumda: Biz yapmadık, dünkü işçiler yapmış, zaten buraya başka ağaçlar
ekeceğiz gene, dediler. Bir fidanın ne zorluklarla büyüdüğünden habersizdiler. Bir
bebeği öldürüp, nasılsa başkası doğar, demek gibi bir saçmalık.
Rica minnet fidanı başka yere ektirdim. Ama maalesef
kökleri hasar gördüğü için kurudu. 4 fidandan geriye sadece bir adet kaldı. Bu olayın üstüne, ağaç kıyımı ile alakalı bir
film seyrettim.
Arkadaşım kışın bir derneğin seminerlerine
katılıyordu. Bu dernek, her hafta ücretsiz sinema günleri düzenliyormuş. Film
bitince, konu hakkında seyirciler yorum yapıyorlar. Bugün (27 Ağustos 2014’de
saat 18.00 da) Yönetmenliğini Marshall
Curry’nin yaptığı, If a tree falls: a
story of the earth liberation front (Eğer bir ağaç devrilirse: Yeryüzü Özgürlük
Cephesi’nin hikayesi) adlı filmin gösterimine katıldım.
Amerika’da ağaç kesimine tepki olarak başlayan
gösterilerin zamanla kundaklama olaylarına doğru gidişatını ve olayların hükümetçe
terör kategorisine sokulmasını anlatan güzel bir belgeseldi.
İnternette filmin İngilizce dublajlı, İtalyanca altyazılı
olanını buldum. Belki Türkçe altyazılısı da vardır.
Filmin adını internette Arapça’ya şöyle çevirmişler:
إذَا
سَقَطَتْ شَجَرَة: قِصّة لِجَبْهَةِ تَحْرِيرِ الْأَرْضِ
|
İzâ
sakatat şecera: kıssa li cebheti tahrîri’l-ard
|
Eğer
bir ağaç devrilirse: Yeryüzü Özgürlük Cephesi’nin hikayesi
|
Filmi seyrettiğimiz dernek binası Üsküdar’da.
Bina eskiden Fransız
mektebi olarak kullanılıyormuş. Kazasker Şeyhülislam Feyzullah Efendi (1639 - 1703) tarafından satın alınmış. İlim ve sanat işlerinde
kullanılması için vakıf olarak bağışlanmış. Dernek yetkilisinin söylediğine
göre o zamandan beri kullanılmamış.
Geçenlerde Üsküdar Belediyesi tarafından
restore edilerek derneğe kiralanmış. Dernek de içerisini zevkle döşemiş.
Alt
katta iki adet konferans salonu, bir çocuk oyun odası, mutfak var.
Üst katta
idarecinin odası, kütüphane ve misafirler için şark köşesi var.
Arka bahçede minik bir süs
havuzu ve binaya ait şapel (ibadethane) var. Şapel de restore edilecekmiş.
Dikkatli bakınca duvarda haç çizimi ve renkli süslemeler görülebiliyor.
Şapel:
Binanın dışı taş, içi ahşap
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder