İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin
Miras isimli departmanı, tarihi eserleri restore ederek yeniden kullanıma
açıyor ve şehre kazandırıyor. Bu restorasyonları yaparken de isteyen
vatandaşların gezmesi sağlanıyor. İBB tarafından restorasyon çalışması
başlatılan Bukoleon Sarayını 02.04.2022 tarihinde gezdim.
Resimlerin üstüne tıklarsanız orjinal büyüklükte görebilirsiniz:
Palas Magnum kompleksinin bir parçası
olarak düşünülebilecek olan Bukoleon Sarayı, Marmara Denizi kıyısında, bugünkü
Cankurtaran ile Kumkapı arasındaki Çatladıkapı mevkiinde, Küçük Ayasofya’nın
hemen doğusunda bulunan ve bugüne yalnızca kalıntıları ulaşmış olan Bizans
sahil sarayıdır. Hristiyanlık öncesi dönemlerden geldiği sanılan ismine
bakılırsa, tarihinin çok eskilere gittiği düşünülmekle beraber, Bukoleon
sarayı, imparator 2. Theodosios (408-450) tarafından yaptırılmıştır. Bilinen ve
halen görülebilen bölümleri ise büyük olasılıkla Teofilos (829-842) zamanında
eklenmiştir.
Faros denilen fener burcu ile
imparatorluk iskelesi olarak kullanılan burun arasında, surların üzerinde
uzanan Bukoleon sarayının temelinde ilkçağdan kalma mermer bloklar
kullanılmıştır. Sur duvarlarının arasında görülebilen yaklaşık 300 metre
uzunluğundaki ön cephe, başlıca iki bölümden oluşmaktadır. Öndeki küçük limanla
sarayı birbirine bağlayan ve güney-kuzey doğrultusundaki kısa bir duvarın
içinden geçen anıtsal bir merdiven, bu iki parçayı birbirinden ayırmaktadır.
Sarayın batı parçası, 1870’lerde demiryolu yapımı yüzünden tahrip olmuştur. Bu
bölümün her iki yanında, oturan aslan heykelleri ile süslü bir cumba
bulunmaktadır. Sarayın doğu yakası ise,
halen ayaktadır. Faros yakasındaki mekanlar, zengin bezemelere sahip sütunlarla
süslenmiştir. Bunlara ait paye gövdelerinden birkaçı halen İstanbul Arkeoloji
Müzesi’nde sergilenmektedir. Doğu yakasında ayrıca değişik biçimlerde zarif
süslemeli başka sütun başlıkları da mevcuttur.
Sarayı gezerken arkeolog Ali beyin bize
anlattıkları:
Eskiden önünde ufak bir limanı
varmış (Bukoleon limanı).
Kelime olarak Buko: boğa demek, leo
ise aslan. Boğa ile aslan mücadelesini anlatan bir heykel gurubunun sarayda
bulunduğu kaynaklarda yazmakta. Bu heykel grubu 1500 lü yıllara kadar
korunagelmiş. 1550lerde bir deprem esnasında yıkılmış. Maalesef günümüze ulaşmamış.
İmparator limana gelip, limandan
saray kompleksine geçiyordu. Bu geçişi de 90 derecelik açıyla denize uzanan
yapı kompleksi içinde abidevi bir geçiş noktası var, basamaklı rampalı bir
alan. Burayı kullanarak yukarı büyük saraya doğru gidiyordu. Altında bir sarnıç
yapısı da var. Sarayın mevcut kalıntıları 4 bölüm olarak değerlendirilebilir.
Batı tarafta Faros kulesi olarak bilinen yapı. Haberleşme ve iletişim kulesi.
Bizans döneminde belli bölgelerde belli aralıklarla kuleler yapılmış. Kuleden
kuleye bilgi aktarımı oluyor. Kuleden ise saraya iletiliyor. Aynı zamanda
boğazın giriş noktasını gösteren bir yapı. Diğer taraf ise doğu cephesi.
Mevcut, korunagelen cephe, bu cephe. Batı cephesi ise 1870lerde demiryolu
yapımı esnasında yıkılmış. O dönem Rumeli demiryolu hattı yapılıyor. Sarayın ortasından
geçiyor. O dönem ciddi bir tahribata uğruyor saray yapısı. Bu saray yapısı
yaklaşık 1600 yıllık bir geçmişi olan bir yapı. 13. Yyda büyük sarayda olduğu
gibi, burası da terk ediliyor. İmparatorlar Ayvansaray tarafındaki Blakernai
Sarayına geçiyor.
İstanbul’un fethinden sonra Bukoleon
sarayı civarı iskana açılmış. Yapı kalıntıları modern iskanın altında kalmış.
Yangınlar depremler derken günümüze ancak bu kalıntılar gelmiş. 2020 Nisan
ayında İbb arkeolojik kazıyı başlatmış. 7-8 aylık süreç içerisinde toprak
altında kalan yapının büyük kısmı açığa çıkarılmış. Bu projeyle açık hava
müzesine dönüşecek. Aynı zamanda kazıdan çıkan arkeolojik eserler de
sergilenebilecek. Kazı esnasında 11 adet iskelete de rastlanmış. Bir sene
içinde projenin tamamlanması bekleniyor. Ben de heyecanla son halini
görebilmeyi umuyorum.
Saraya gitmek için:
1.Bağcılar-Kabataş Tramvay hattından
Sultanahmet Durağı’nda inilerek, Atmeydanı’ndan Çatladıkapı’ya geçebilirsiniz.
Sultanahmet Meydanı’ndan sonra yürüyüş süresi 10 dk’dır.
2. Tramvay ve motor ile Eminönü’deki
Kadıköy İskelesi’ne gelinerek, BN1 Eminönü-Halkalı durakları arasında çalışan
otobüs seferinde Çatladıkapı Durağında inerek ulaşım sağlanabilir. Sahil
yolundan geçmektedir. Şantiye girişi sahil tarafındandır.
Konum https://goo.gl/maps/jxzZa9d59iDTvBFk9
Gezi randevusu almak için:
İBB Miras şantiyelerin görmek
için linkten başvuru yapabilirsiniz:
https://forms.gle/nTvRK1aFF5fDyBkZ8
Tuğlalardaki damgalar:
Batı tarafındaki Faros kulesi, sağda:
Faros kulesi:
Kulenin giriş kapısı:
Çıkan tarihi eserlerin konulduğu sandıklar:
saray-kondu mu desek gecekondu mu desek bilemedim:
sarayın restorasyondan önceki hali ve sahilyolu yapılmadan önceki hali: